Doç. Dr. Sümer'den 'Kahramanmaraş' açıklaması: 'Büyük depremlerin geleceğini 2 öncü deprem haber vermiş'

Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ökmen Sümer, Kahramanmaraş merkezli büyük yıkıma ve ölümlere yol açan deprem öncesi 18 Aralık 2022'de Kırıkhan'da 4.8 ve 15 Ocak 2023'te ise Sivrice'de 4.9 büyüklüğünde artçısı olmayan 2 öncü deprem gerçekleştiğini tespit ettiklerini belirtti. Sümer, "Uzun yıllar enerji biriktiren fay, hem kuzeyden hem güneyden kırılacağı uzunluğu bize işaret etmiş" dedi.

DHA

Türkiye, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Depremler yıkım, ölüm ve yaralanmalara yol açtı.

Depremi inceleyen DEÜ'lü bilim insanları, büyük afet öncesi gerçekleşen 2 depreme odaklandı. 18 Aralık 2022'de Kırıkhan'da 4.8, 15 Ocak 2023'de ise Sivrice'de 4.9 büyüklüğünde meydana gelen iki depremin artçı üretmemesi dikkatlerini çekti.

Normal şartlarda 5'e yakın depremlerin artçılara yol açmasına rağmen, bölgede herhangi bir hareketliliğin olmadığı görüldü. Ayrıca bu iki deprem olurken, başka bir lokasyonda, büyük depremin yaşandığı fayın tam ortasında, aralık ila ocak ayları arasında deprem fırtınası da yaşandığı görüldü.

"BİZE İŞARET ETMİŞ..."

DEÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ökmen Sümer, konuyla ilgili bilgi vererek şunları söyledi:

"Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta gerçekleşen depremden yaklaşık 2 ay önce kırılan fayın her iki ucunda 2 deprem gerçekleşti. Birinin büyüklüğü 4.8, diğeri 4.9. Normalde 4.8'lik depremlerin artçı üretmesini bekleriz ancak bu 2 depremin artçı üretmediğini gördük. Bu yönde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Ayrıca şunu gördük ki; büyük depremden 1 ay önce fayın tam ortasında, 6 Şubat'ta kırılan büyük fayın da orta noktasına denk gelen lokasyonda, büyüklüleri 3 ila 3.9 arasında değişen depremlerden oluşan ufak bir deprem fırtınası da yaşandı.

Yıkıcı depremden önce bu durumun farkında değildik. Sonra yaptığımız araştırmada bunu gördük. Bu deprem fırtınasından 1 ay sonra ise yıkıma yol açan büyük deprem oldu. Uzun yıllar enerji biriktiren fay, hem kuzeyden hem güneyden kırılacağı uzunluğu bize işaret etmiş. Ondan sonra da 6 Şubat'ta fay kırıldı."

'HABER VEREN VE ARTÇISI OLMAYAN ÖNCÜ DEPREMLER YARATTIĞINI GÖRDÜK'

6 Şubat'taki ölümlere yol açan büyük depremden sonra öncü depremlerle ilgili çalışma yaptıklarını belirten Doç. Dr. Ökmen Sümer, "DEÜ olarak bir proje başlattık. Dünyada gerçekleşmiş 7.5'ten büyük olan 476 depremden özellikle doğrultu atımlı olanların ve üzerinde çok uzun süre kırılma olmayanlarda bu öncü depremlerin gerçekleştiğini gördük. Örneğin 7.8 büyüklüğündeki 2001 yılında Çin'de, 2005 yılında 7.6 büyüklüğündeki Pakistan'da ve yine 2022 yılında 7.6 büyüklüğünde Meksika depremlerinin, 6 Şubat Kahramanmaraş depremine benzer şekilde kendi içinde artçıları olmayan büyükleri 5'e varan öncü depremler ürettiğini saptadık. Haber veren ve artçısı olmayan öncü depremler yarattığını gördük" ifadelerini kullandı.

'500 FAYDAN 180'İNİ BİLMİYORUZ'

Öncü depremlerin tespitinin çok önemli olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ökmen Sümer, şöyle konuştu:

"Türkiye için ne yapılabilir. Sismik boşlukların nerede olduğunu anlamamız gerekiyor. Bunların çoğunu aslında biliyoruz, üzerlerinde bilimsel çalışma yapıldı ve halihazırda yapılıyor ancak yaklaşık 500 faydan 180'ini bilmiyoruz. Önümüzdeki 2 sene içinde bunları bitirerek, sismik boşlukların tamamını öğreneceğiz. Bu da başlayacak çok önemli bir projeyle tespit edilecek. AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve MTA ile TÜBİTAK başkanlığında yaklaşık 14 üniversite 98 bilimsel araştırmacının çalıştığı proje hayata geçecek. Bu proje ile Türkiye'deki sismik boşlukları belirleyip, kaç yıldır deprem üretmedikleri konusunda bilgi edineceğiz.

Sonra dünyanın belki en iyi sistemine sahip AFAD ve Kandilli'nin imkanlarıyla bu sismik boşluktaki fayları daha iyi dinleyeceğiz. Belki de daha ileride 6 Şubat'taki Kahramanmaraş depremine benzer bir oluşumun olduğunu görürsek en azından 1-2 ay önceden büyük depremin olabileceği ihtimali üzerine yaklaşım gösterebileceğiz. Ayrıca bu çalışma dünyada bu kapsamda ilk defa yapılacak bir çalışma olacak."